Bayram Ali KAVALCI
Tüm Yazıları
Sevgili okuyucularım, sizlere öncelikle türbeleri ziyaret etmenin önemi ve debi hakkında kısa bilgiler aktardıktan sonara, ilkyazı dizim olan ve Giresun İlinin Merkezinde türbesi bulunan, SeyyidVakkas Hazretleri hakkında bilgileri aktaracağım.
Din kitaplarında buyruluyor ki: Türbe, oda demektir. Eshab-ı kiram, Resulullah efendimizi, Hazret-i Ebu Bekir’i ve Hazret-i Ömer’i oda içine defnettiler. Türbe, ölüye tapınmak için yapılmaz.
Ona sevgi ve saygı göstermek, okumaya ve dua etmeye gelenleri yağmurdan, güneşten korumak için yapılmaktadır.(M. Nasihat) İslam Alimlerin, velilerin kabirleri üzerine türbe yapmak, onları cahillerin hakaretlerinden korumak içindir. (Keşf-ün-nur) İslâm âlimlerinden Tahir Muhammed Süleyman Mâlikî diyor ki: Şeyh Advî, (Kabirler üzerine türbe yapmak, şu dört şartla caiz olur) dedi. 1-Kabir yeri, meyyitin mülkü olmalı. 2- Türbede bidat işlenmemeli. 3- Türbeler, zevk ve övünme vasıtası olmamalı. 4- Kabirdeki veliye alamet niyetiyle yapılmalı. (Zahiretül-fıkhil-kübra)Şimdi’de, türbe ziyaretinin edep ve adaplarını yazıyorum. Türbe ve kabirlerde asla olmaması gereken davranışlar. Kabirlere gidip ölüye feryat ve figan şeklinde ağlamak, İsyankar ve sitemkar sözler sarf etmek, Türbelerde yatan kişilerden haşa dilek dilemek, Ziyaret edilen kabrin etrafında tavaf etmek, Sandukaya el ve yüz sürmek, Mum yakılmaz, bez bağlanmaz, iplik bağlanmaz veya çözülmez.
Giresun’da yaşayan herkes bilir, SeyyidVakkas(Sa’dibniVakkas)Hazretlerini. Ben yine de bu mübarek ramazan ayın iklimine uygun olacağı için, bu mübarek zatını duymayan ve bilmeyenler ve de merak edenler için sizlere tanıtmak istiyorum.
Giresun şehir merkezi, Çınarlar mevkiinde, Cumhuriyet İlköğretim Okulunun yanında metfun bulunan SeyyidVakkas Hazretleri, isminin başındaki Seyyid sıfatından da anlaşılacağı üzere peygamber efendimizin soyundandır.
Hayatı hakkında kesin bilgi olmayan, SeyyidVakkas Hazretleri’nin II. Mehmet döneminde Giresun ve çevresinde yerleşmiş bir uç beyi olduğu bilinmektedir. Doğum tarihi bilinmeyen, SeyyidVakkas Hazretleri 1461 tarihinde metfun bulunduğu yerde şehit edilmiştir. 15’cı yüzyılda yapılan mezarının üzerine 19.’cı yüzyıl ’da Osmanlı mimarisinin tipik özelliğini gösteren bugünkü türbesi yapılmıştır.
SeyyidVakkas Hazretleri’nin vazifesi icabı Giresun’da bulunduğu bir sırada, çıkan çatışmada metfun bulunduğu yerde şehit edildiğine inanılır. Bu şehadetle ilgili olarak halk arasında şu efsane anlatılmaktadır. SeyyidVakkas Hazretleri ve birlikleri Giresun’u almak için yaptıkları savaşta çok mücadele verirler. Savaşın bir anında düşmanın bir darbesiyle SeyyidVakkas Hazretleri’nin başı gövdesinden ayrılır. Kopan başını koltuğunun altına alıp orada bulunan son düşman askerini öldürünceye kadar savaşır. Bu arada evinin penceresinden bakmakta olan bir Rum kadın SeyyidVakkas Hazretleri’ni görünce “Başı kopmuş bir adam savaşıyor” diye bağırır. Bunun üzerine SeyyidVakkas Hazretleri olduğu yere yığılır. Cesedi şehit olduğu yere gömülür.
Seyyid Battal Gazi, Abdurrahman Gazi gibi, SeyyidVakkas da Hz.Peygamber ile kan bağı bulunan bir savaşçıdır. İslam dinini yaymak ve cihat etmek için Karadeniz Bölgesi’ni tercih etmiş. Efsanemize bakacak olursak Giresun’u almak için bir fındıkkabuğuyla denizleri aşarak Giresun’a gelmiş, emrindeki askerleri kuvvetleri de bir fındık içi ile günlerce beslemiş. Pontus Devletine son vermek Karadeniz Bölgesi’nde İslam dinini yaymak isteyen Sultan Fatih’in ordusuna katılmış Uç Bey’i olmuştur. Giresun Kalesi’nin denizle buluştuğu Metamorphisis Kilisesine gitmiş gizlice bilgi toplamaya çalışmış. Bu durum süregelirken Hristiyanlar tarafından fark edilmiş ve yakalanmak istenmiş. SeyyidVakkas savaşmayı tercih etmiş ve kellesini kaybetmiş. Kaybetmesine kaybetmiş fakat kopan kellesini kolunun altına alarak uzun süre savaşmış; bir çokta düşman öldürmüş. Savaşmaya devam ederek Kale eteklerine kadar gelmiş. Kadının biri bu hali görmüş ve hayret içinde çığlık atması üzerine de sırrı ortaya çıkmış olduğu için düşüp ölmüş. Bu durum halkın hafızasında yer etmiş zamanla ve mezarı üzerine bir türbe inşa edilmiştir.
Karadeniz bölgemizde ve Anadolu’nun tüm bölgelerindeki coğrafyalarda, bilmediğimiz daha nice metfun mübarek zatlar, seyitler, seyideler yatmaktadır. Büyüklerimiz söylerler ya, “Bu mübarek zatların yüzü suyu hürmetine” ülkemiz birçok önemli kaza, bela ve badireleri atlatmaktadır. Buna inanmamak yanlış olur diye düşünüyorum. Çünkü büyüklerin sözü, sözleri en büyüğüdür. Kabirleri, türbeleri, bilinen ve bilinmeyen, ülkemiz ve İslam dünyasının bulunduğu tüm coğrafyalardaki, İslam Âlimlerimize, evliyalarımıza, mübarek zatlara, seyitler, seyideler, tüm manevi dinamiklerimizin ruhlarına El- Fatihalar gönderelim. Allah-ü tela bizleri şefaatlerine nail eylesin. Ve bu mübarek ramazan ayında dualarımızı eksik etmeyelim.YAZI VE FOTOĞRAFLAR: BAYRAM ALİ KAVALCI