İFTAR VERMENİN VE SÜRİYELİLERE YARDIM ETMENİN FAZİLETİ

22 Haziran 2015 Pazartesi 15:45 tarihinde yayınlandı 803 defa okundu
Bayram Ali KAVALCI Tüm Yazıları
On bir ayın sultanı Ramazanı şerifi, Rize’de ve bütün ülke genelinde, yaz mevsiminin ortalarına yaklaşmamıza rağmen, yazdan uzak ılıman, yağışlı, serin bir havada, bolluk, bereket ve huzur içerisinde geçirmekteyiz. İnşallah bir aylık orucumuzu, bu ağız tadıyla, huzur, yardımlaşma, ibadet ve kaynaşma içerisinde ramazan bayramına erişiriz. Her sene olduğu gibi oruç ve ramazan ile ilgili bazı sorular akla geliyor. İftar vermenin sevabı nedir?Bu ve benzeri suallerin cevaplarını, Ehli Sünnet kaynaklarından bilgilerinize sunuyorum.
 
Sevgili Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: “Bir kimse Ramazan ayında bir oruçluya iftar verirse, günahları af olur. Hak Teâlâ, onu Cehennem ateşinden azat eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona sevap verilir.”İftar vermek çok sevaptır. Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin verilse de iftar verme sevabına kavuşulur. Peygamber efendimiz, (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir) buyurunca, Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben (Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevap verilir) buyurdu. (Beyhekî)
Yine bir hadis-i şerifte, (Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır) buyuruldu. (V. Necat)
Yemek yedirmek çok sevaptır. Hele oruçluya yedirmek daha çok sevaptır. Oruç tutanın sevabı kadar sevap alır, oruçlunun sevabından eksilme olmaz.
 
Eshab-ı kiram, “YâResûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftar verecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz.” deyince, Sevgili Peygamber efendimiz buyurdu ki:“Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de, bu sevap verilecektir. Bu ay öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden azat olmaktır. Bu ayda, emri altında olanların vazifesini hafifletenleri, Allah-ü tela affedip, Cehennem ateşinden kurtarır. Bu ayda 4 şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allah-ü tela çok sever. Bunlar, kelime-i şehadet söylemek ve istiğfar etmektir. İkisini de zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allah-ü teladan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O’na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyamet günü susuz kalmayacaktır.”[Beyhekî]
 
 
Dost ve arkadaşlara yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir. Hazret-i Ali buyurdu ki, Dostlara yedirdiğim bir ekmek, fakirlere verdiğim beş ekmekten daha kıymetlidir. Dostlarla yenilen yemek, köle azat etmekten daha makbuldür. “O beni yemeğe çağırmıyor. Onu niye çağırayım” dememelidir! Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de yalnız Allah rızasını düşünmelidir! Yemekte günah işlenen davetlere gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir. Allah-ü tela bu mübarek aydabilhassaülkemizinbirçok ilinde olduğu gibi, Suriye’deki zulümden kaçarak, yerinden, yurdundan ayrı düşerek, perişanlık içerisinde sığınmacı konumunda, çoluk, çocuğu ile birliktebüyük bir imtihan geçiren, her gün sokaklarımızda, camilerin namaz vakti çıkışlarında dilenen,Suriyeli Müslüman ailelere hor görmeyelim, kırıcı davranmayalım. Gücümüz ve imkanımız varsa yardım edelim, en azında evimize iki ekmek getiriyorsak, birini de onlara verelim. Maddi gücümüz nispetinde yardı edelim. Hepimizin vicdanen çok büyük acılar yaşadığını, Rize’nin tüm cadde ve sokaklarda görüyorum. Bu mübarek ayda çok dua edelim. Bu insanlar bu zalimden bir an önce kurtulsun, tekrar özgürlüklerine kavuşsunlar ve bir an önce inşallah ülkelerine dönsünler. Maddi gücü olmayanlar kendilerini zorlamasın, onlara bu zulümden kurtulmaları içim dua etsinler.Ama asla onları incitmeyelim.  Allah göstermesin, kendimizi birdeonların yerine koyalım ve düşünelim. Allah her türlü maddi ve manevi yardımlarınızı makbul ve kabul eylesin. Mükâfatlarını dünya ve ahirette versin inşallah. b.a.k.