Bayram Ali KAVALCI
Tüm Yazıları
Öncelikle tüm okuyucularımın, Mübarek ramazan-i şerif aylarını tebrik ediyorum. Çok güçlü bir sabır, muhasebe, ibadet, yardımlaşma, paylaşma, infak, barış ve kardeşlik ikliminde içerisinde bir Ramazan ayı geçirmemizi, ülkemiz ve tüm İslam Âlemi olarak Allah-ü teladan niyaz ediyorum.
Peygamber efendimiz (s.a.v) buyurdu ki, ”Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cenneti aladır.” Efendimiz bir başka hadislerinde de, “Kim yalan söylemeyi ve yalana iş görmeyi terk etmezse, Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına (oruç tutmasına) değer vermez.” demiştir.
Öyleyse oruç, içinde sabrı, hüsnü muameleyi, halim ve selim olmayı barındıran çok mübarek bir ibadettir. Ramazan Oruç’u sadece azaları aç ve susuz bırakmak değildir. Yine, Sevgili peygamber efendimiz, “Nice oruç tutanlar vardır ki, onların bundan nasipleri sadece aç ve susuz kalmaktır. Yine nice gündüz ve gece kalkıp da ibadet edenler vardır ki, onların bundan nasipleri de sadece yorgunluk, uykusuzluk ve meşakkattir.” buyurmuştur.
O nedenle, oruç ne uykuya, ne sabırsızlığa ne de öfkeye tutturulmalıdır. Eskilerde büyüklerimiz, oruçlu iken bırakın kötü söz söylemeyi, insanları kırmayı, üzmeyi, öfkelenmeyi, yalan söylemeyi, argolu konuşmayı, oruçluyken sevabı azalmasın diye öyle gündüz vakti çok uyumazlarmış. Sünnet miktarı kadar kaylule (öğlenden sonra güzellik uykusu da denir) edip kalkarlar ve beden oruçtan nasibini alsın diyerek çalışırlarmış. İftarın keyfinin ancak böyle olacağını söylerlermiş.
O halde, oruç tutmaktan maksat, sadece aç kalmak değil, vücudunuzdaki bütün organlarımıza oruç tutturmaktır. Organlarımızın oruç tutması, öncelikle kendi ahlakımızın güzelleşmesine katkı sağlaması demektir. Oruç günahlardan korunmanın bir vesilesi olduğu gibi, orucumuzun sevabını azaltacak, nefsi emare ve fiiller, hiddet, kin, haset ve husumet gibi kalbi hastalıkların frenlendiği bir ibadet ayı olmalıdır. Yoksa açlık, susuzluk ve yorgunlukla birlikte kötü davranış ve hasletlerin devam ettiği bir ay olmamalıdır. Fakat gel görün ki, günümüzde ne yazık ki, oruç denilince öfke, stres, huzursuzluk ve hele hemen her ilde iftar saatine yakın şehirlerimizde trafikte meydana gelen sabırsızlıkların ortaya koyduğu üzücü ve düşündürücü, hiçbir zaman olmaması gereken görüntüler. Bu gibi davranışlar, orucun ibadet ruhuna asla yakışmayan davranışlardır.
Oruç ibadeti, nefsin, bedenin yorulduğu ve hikmetlerin arttığı çok mübarek bir ibadettir. Ancak oruç, insanoğlunun şeytan ile giriştiği mücadelesinde kendini koruyabileceği bir kalkandır. Ve esasında oruç ibadeti, midenin terbiyesi için değil, ruhun terbiyesi için emredilmiş bir ibadettedir. Bir ay aç ve susuz kalmaktan maksat, bedenin fizyolojik terbiyesi değil, ruhun manevi terbiyesi ve eğitimidir. Hepinize şimdiden hayırlı ramazanlar diliyorum. b.a.k.